Geleceğe Yolculuk: Endüstri 4.0
Sarsılmaz, Endüstri 4.0 ile geleceğe
hazırlanıyor
Son yıllarda sanayi ile teknolojiyi bir araya getiren ve sık sık karşımıza çıkan bir kavram var: Endüstri 4.0
İlk kez Almanya’daki Hannover
Fuarı’nda 2012 yılında gündeme gelen bu kavram, o tarihten bu yana endüstrinin
gelişiminde merkezi bir rol oynuyor. Geleceği biçimlendirecek bu yaklaşım, pek
çok sanayi kuruluşu gibi Sarsılmaz için de gelişimin vazgeçilmez bir parçası.
Peki ama “Endüstri 4.0” ne anlama geliyor, üretime nasıl katkı sağlıyor? İşte
Endüstri 4.0 ile ilgili bilmeniz gerekenler...
Endüstri 4.0'ın öncülerinden biri olan “Endüstri 4.0 Platformu”, terimi
"endüstrideki makinelerin ve süreçlerin bilgi ve iletişim teknolojisi
yardımıyla akıllı ağ oluşturması" olarak tanımlıyor. Bu açıdan bakıldığında
Endüstri 4.0, dijitalleşmenin geleneksel endüstriyel süreçlerle kaynaşması
anlamına geliyor. Bu süreç, geliştirme ile başlayan, üretim, montaj, ürün
teslimatı ve bakımı da içine alarak geri dönüşüme kadar uzanan akıllı
zincirleri ve ürün yaşam döngülerini içeriyor.
Aslında bütün bu süreçleri daha iyi anlayabilmek için filmi birkaç
yüzyıl başa sarmakta yarar var. 18. yüzyılın ikinci yarısından başlayarak
yaklaşık yüz yıl süren ilk sanayi devrimi, demiryollarının inşası ve buhar
makinelerinin icadıyla karakterini buldu. Bu dönem mekanik üretim çağının da
başlangıcı olmuştu.
Ardından gelen ikinci sanayi devrimi 19. yüzyılın sonlarında başladı ve
20. yüzyılın başlarında devam etti. Bu sürecin ana itici gücü, 1913'te
elektriğin ve montaj hattının Henry Ford tarafından otomotiv endüstrisinde
kullanılmaya başlanmasıydı. Özellikle montaj hattı sayesinde, çalışanların
üretimin belirli bir noktasına odaklanması seri üretimi de beraberinde getirdi.
Üçüncü sanayi devrimi ise 1960'larda başladı ve yarı iletkenlere
yönelik bilimsel gelişmelerin, 1960’larda bilgisayarların, ardından 1970 ve
1980’lerde kişisel bilgisayarların ve nihayet 1990’larda internetin gelişimiyle
zirve noktasına ulaştı.
Böylece Endüstri 4.0’ı, yani dördüncü endüstri devrimini önceleyen üç
sanayi devrimi insanlık için son derece önemli bilimsel ve teknolojik atılımlar
olarak tarihe kazındı.
Ve sonunda geldik sanayi devrimlerimizin dördüncüsüne, Endüstri 4.0’a,
yani dijitalleşme çağına.
Nesnelerin internetine doğru...
Diğer sanayi devrimlerine olduğu gibi dördüncü sanayi devrimine yön
veren de bilimsel ve teknolojik gelişmeler oldu. Bu gelişmelerin başında, hızla
ilerleyen otonom araç çalışmaları geliyordu. Otomobiller, uçaklar, dronlar ya
da gemiler otonom hareket edebilir noktaya geldi. Aslında bunun temelinde yatan
etken, yapay zekâ konusundaki buluşlardı. Diğer taraftan robotik ve malzeme
bilimi alanındaki gelişmeler de Endüstri 4.0’ı hazırlayan etkenler arasındaydı.
Tam da bu noktada devreye önemli bir kavram giriyor: nesnelerin interneti
(IOT). Bu kavram, fiziksel ve sanal dünyalar arasında köprü kuran bir dijital eğilim
olarak öne çıkıyor. Nesnelerin kendi aralarında ve makinelerle internet üzerinden
kurduğu ağlarla işleyen bu sistem yeni iş modellerinin de ortaya çıkmasını sağlıyor.
Bu kapsamda, sensörler ve buna benzer diğer cihazlar, nesneleri sanal ağlarla bağlamak
üzere kullanılıyor. Kısacası dijital üretimin temelinde akıllı sistemler yatıyor.
Sensörler, robotlar, yapay zekâ derken verilerimiz çoğalıyor ve
saklanması gereken veriler de artıyor. Mili hatta mikro saniyelerde üretilen veriler,
bunları kullanarak yapılacak hesaplamalar ve verilecek kararlar, tüm bu veriler
da BIG DATA olarak adlandırılıyor. Bu kadar veri, haberleşmeler, hesaplamalar
derken bu verilerin saklanması ve kullanılması için de hızlı veri işleyiciler,
ileticiler, algoritmalar ve saklayıcılar da gelişmekte.
Burada önemli olan, "akıllı" terimi iyi analiz edebilmek.
Belirli bir ağa bağlı ve birbiriyle iletişim kurabilen makineler sistemine
gönderme yapan “akıllı” kavramı, kullanıcılar için katma değer yaratarak
sistemi daha verimli hale getiriyor. Bu anlamda terminolojide yer alan üç
farklı yönelimden bahsedilebilir; akıllı fabrikalar, akıllı ürünler ve akıllı
hizmetler.
Akıllı Fabrika ne anlama geliyor?
“Akıllı fabrika” terimi, temel olarak, yazılımla birbirine ve farklı
düzeylerde değer yaratan ağlara bağlanan uyarlanabilir üretim sistemlerini
ifade ediyor. Operatörler, her şeyden önce, verilerin hızlı bir şekilde yayılmasından
ve kullanılmasından yararlanıyor. Cihazlar ve hizmetler arasında en güvenli ve
öngörülebilir bilgi alışverişini sağlamak için, ağ ve gerçek zamanlı iletişimin
yanı sıra ölçeklenebilirlik de başarıyı getiren faktörlerden biri. Merkezi
olmayan zekâ temelinde, bu ölçeklenebilir mimariler kendi kararlarını verebiliyor.
Akıllı fabrikalar, temelinde veriye dayalı, çözümleme ve bu çözümlemeye
bağlı olarak harekete geçme yeteneğine sahip sistemleri barındıran yapılar. Bu
bağlamda veri madenciliği, veri analizi ve veri analizi sonucunda otomasyona
bağlı olarak yürütülen verimli faaliyetler ön plana çıkıyor.
Akıllı fabrikalar, Endüstri 4.0'ın kalbinde yer alıyor. Amaç,
insanların, makinelerin, tesislerin ve ürünlerin birbirinden bağımsız olarak
iletişim kurduğu otonom bir üretim yaratmak. Siber-fiziksel sistemler, üretimi
daha esnek ve verimli hale getiriyor. Bu özellik ayrıca müşteri taleplerinin veri
işleme yoluyla uygulanabilirliğini bir adım öne çıkarıyor.
Söz konusu sistemler aşağıdaki katmanların ardı ardına sıralanmasıyla
işlerlik kazanıyor.
- İş (Organizasyon ve iş süreçleri)
- İşlevsellik (Yerleşik bileşenler veya diğer varlıkların işlerliği)
- Bilgi (Gerekli veriler)
- İletişim (Bilgiye erişim)
- Entegrasyon (Fiziksel dünyadan dijital dünyaya geçiş)
- Varlık (Fiziksel dünyadaki gerçek nesne)
Bu katmanlar, bir fabrikada girdiden çıktıya dönüşen hammaddeye yönelik
üretim faaliyetlerinin her adımında uygulanarak sonuca ulaşıyor.
Sarsılmaz, Endüstri 4.0’a hazırlanıyor
Günümüz teknolojisinin sanayi alanındaki yenilikçi ve inovatif ayağı
olan Endüstri 4.0, Sarsılmaz için de hayata geçirilmesi kaçınılmaz bir hedef
kuşkusuz. Sarsılmaz üst düzey Ar-Ge faaliyetleri çerçevesinde bir taraftan ürün
geliştirme yönünde önemli adımlar atarken diğer taraftan üretim tesislerini
akıllı hale getirmek üzere yoğun bir çalışma içinde.
Buradaki temel hedef, efektif bir organizasyon yapısıyla doğru üretim
bileşenlerini bir araya getirmektir. Günümüzün en büyük hazinesi olan veriyi
sistematik ve her an yenilenebilir bir sistemle bir araya getirmek, bu verileri
işleyecek otonom altyapıyı oluşturmak, gerek müşterilerden gelen geri
bildirimleri gerekse bilimsel gelişmelerden edilen verileri dijital dünyaya
aktarmak ve bu sistemi oluşturan otonom yapılarla mükemmel ürünü ortaya
çıkarabilmek önemlidir.
Gelecek Endüstri 4.0 ile şekilleniyor ancak Endüstri 4.0 da teknolojik
ve bilimsel yeniliklere bağlı olarak durmaksızın gelişerek yenileniyor. Bu
açıdan bakıldığında Endüstri 4.0’a adapte olmak için hiç vakit kaybetmemek gerekiyor
zira karşımızda durmaksızın dönüşen bir yapı bulunuyor.